2 Nisan 2010 Cuma

Tesmeralsekdiz-Sokak Sanatı- Dosya Sunum




SOKAĞIN SANATI DOSYASI- SUNUM
Ati’ye….
Sokak Nereye Düşer?
Tek, yekpare, donuk bir sokak yok… Sokak sonuçta farklı güçlerin politik, kültürel, ticari, cemaatsel vb. işgal etme, ele geçirme uğraşında olduğu bir jungle. Hayat denilen kurgunun Gerçek ile sınadığı bir alan, düğümlerin çözüldüğü bir saflaşma mekanıdır. Sürekli tekrarladığımız gerçek: herkes hayatı okuduğu yerden sokağa bakar.
Sokak kimseye hazır tezler, çözümler, formüller sunmaz. Tüm canlılığı, karmaşıklığı, iç içe geçmişliği ile başka mecraların olduğu gibi sanatında bir duruş olarak kendini göstereceği bir alandır.
Bu yüzden burjuva kültür yorumcusunun sokağa dair okumaları hep, Afrika’ya safariye gitmiş kent soylunun bakışlarını anımsatır. Bu bakış açısınca bir grafiti bile; bir tinerci çocuk, bir travesti yada bir şarapçı gibi ürkünç yada iğrenç olabilir.

Sokak Sanatına karşı, Sokağın Sanatı!
Küresel olarak street art olarak adlandırılan ve wooster kollektif üzerinden canlı örnekleri gün ışığına çıkan kavramı yaklaşık 3 yıl önce ‘sokağın sanatı’ olarak dilimize çevirmiştim. Bir çok metnimize giren ve şubat 2005’te ‘sokağın sanatı için yoldan çıkmış manifesto’ ile bir anlamda hayatta yankılarına rastlanan bu bakışı, ülkemizde kullanılmaya başlanan sokak sanatı kavramından ayırmak gerekiyor.
Bu gün wooster’ın kapsadığı üretim grafiti, stencil, afiş, sticker, wheatepaste, heykel, yerleştirme ve video gibi sokakta üretilen sanatsal üretimlerle sınırlıdır. Oysa sokağın sanatı perspektifi, bahsedilen bu üretimler yanında müzikten sokak tiyatrosuna, sokak edebiyatından fanzinlere geniş bir faaliyet alanını kapsar. Kendini sanat üretimine adamaz, sürekli aktivist bir tavra vurgu yapar. Hayat ile bağı olmayan bir sanatın elitist bir entelektüel egosal çaba olarak kalacağının bilinciyle…

Bu yaklaşımımızı hazırladığımız dosyaya da yansıtma uğraşında olduk. Çok sesli, katılıma açık, sokağın tüm renklerini sizlere ulaştırmaya çalıştık. Ülkemiz grafiti hareketinin duayeni Turbo yazıcılar ile sokak sanatı arasındaki ayrımın altını çizdi. Serhat Köksal 2/5BZ projesinin tüm canlılığını çok samimice özetledi. Bostancı underground’dan Erman sokak sanatının sırlarından birini açıkladı: ucuz malzeme ile eğlenceli işler üretebilme…
Genç şair Onur Akyıl sokağın sanatını ‘sınabileceğine inanılan her şeyin, sınanamaz oluşuna dair bir şenlik’ alanı olarak nitelendirdi. Ozan Çoruk ise sokak çalgıcılığı ile sokak sanatçılığı arasındaki ilişkiyi kendi deneyimi üzerinden sorguladı.
İstanbullu sokak sanatçısı Cins her zamanki açık sözlülüğü ile yaptığı işin içsel, ruhsal çıkışını belirtirken, bilmeden Sürrealist Londra Eylem Grubunun sokak sanatı ile sürrealizmin özündeki otomatizm arasında kurduğu bağlantının canlı bir örneği oluyordu. İzmirli Halil Vurucuoğlu ise aldığı sanat eğitimi ile uyguladığı sokak sanatı yöntemleri arasında çin Seddi olmadığını, aksine aynı sürecin farklı ifade biçimleri olduğunu ortaya koyuyor. Ankara sokak sanatının yaratıcı ismi Cobi kolektif üretim ve tavrını açıkça bizlerle paylaştı.
Fatih Balcı gerek bir akademisyen, gerekse de sokakla bağı olan bir sanatçı olarak konuyu ele aldı. Güncel sanat platformunun son yıllarda en radikal işlerini üreten isimlerinden Burak Delier kurumsallaşmış sanat cephesine, sanatın fetişleştirilmesine, sokak üzerinden geleceğe yönelik öneriler de sunarak önemli eleştiriler getirdi. Sürrealist Londra Eylem Grubu da, Burak ile benzer bir noktadan yola çıkıp sanat kavramının fetişleştirilmesine savaş açıp, aktivist ruha çağrı yapıyor. Ayşe Özkan ise Türkiye de yaşayan, üreten bir sürrealist olarak bakışını ortaya koyuyor.
Bu soruşturmalara ek olarak dostumuz Cemal Akyüz’ün sokak sanatı kısa sözlüğü, dosyamızda da tartışılan sokağın sanatı için yoldan çıkmış manifesto ve ilk kez gün ışığına çıkacak bir çok özgün sokak üretimi dosyamız aracılığı ile sizlerle buluşacak.
Tanınan ve sevilen uluslar arası sanat sabotajcısı Banksy’nin pratiği, exociti/radikalart gibi legal sokakta sanat pratikleri, popüler kültürün son yıllarda sokak sanatına ilgisi de soruşturmamızda öne çıkan başlıklardan.

Bir Özgürleşme Alanı Olarak Sokak
Kültürel hegemonya çoktandır tarihi tersinden okuyanların elinde. Kalıplaşmış yollar, bir birinin tekrarına dönüşmüş pratikler, sansürün yanında oto-sansür, durmadan akan hayat ile git gide açılan devasa bir uçurum.
Bu kültürel iklimde sokakta ya da sokağa yakın, sokağın soluğuyla üreten yaratıcıları bir araya getiren, canlı bir dosya oluşturmaya çalıştık. Tarihi düzünden okuyan ve bu güne dair Gerçek’in diliyle konuşabilecek, yamuk bakmasını bilecek bir bilincin gelişimine katkı çabasıyla.
Bu yüzden bu soruşturmada sokak ile sanat, sanat ile hayata dair bir çok kombinasyon bulacaksınız. Çatışmaları, karşıtlıkları, merkez kaç’ları hesaba katan ve buradan farklı seslerin armonisine ulaşmaya, bütün olmaya çalışmadan, farklılıkları bir birine eklemleyerek ilereleyen bir arzu politikası ile karşılaşacaksınız. Akademi ile sokak, duvar ile düş, müze ile sprey boya, edebiyat ile sokak, gerçek ile gerçeküstü, fanzin ile sokak tiyatrosu en dağınık örgütlenme formuyla yan yana.
Mutlaka eksikleri, çağrımızın yanıtsız kaldığı durumlar ya da Siya Siya Bend gibi ulaşamadığımız dostlar oldu.

Sonuç Yerine
Donuk, durağan, yapılmış olması için yapılan bir işlik oluşturmak istemedik. Bu yüzden mezarlarından kalkmış, gündelik hayatı taciz eden zombilerden kurulu bir harlem takımı ile karşınıza geldik.Hayaletlerin hep geri döneceğine ve gündelik hayatımıza damga vuracak, tuhaf izler bırakabileceğine inanarak.
Bu hiper-tex’in yada interaktif dosyanın kendisi bir güncel sanat faaliyeti, hayata dair bir aktivist çaba olarak tasarlandı. Fotoğrafından, kolajına, söyleşisinden metnine bu güne ve yarına dair sokaktan, muhalefetten, mutant formlardan yola çıkan, yolları yıkan bir bakış ile biçimlendirildi.
Aksak ritimli bir sokak korosu ya da Ece ustanın diliyle bir çeşit Dinar Bandosu… Yani hem bayrak, hem de davul…
Ve sözcükler tıka basa dolu olduğundan, daha fazla hayat!
A. Breton

Rafet Arslan
Mart 2007

1 yorum:

  1. jungle ne lan amk.o kadar içtim sıçtım ben sokakta jungle diye bişe duymadım şimdiye kadar amk..sokak odaların daha aydınlıgı yada karanlıgıdır o kadar kolay sıgınmazsın gıbı bışe desen hadı neyse..jungle ne mak ya

    YanıtlaSil