2 Nisan 2010 Cuma

Albemuth-Bilimkurgu


Fahreinheit 451 Bilimkurgu Toplantılarında(2000-2004) bir araya gelinmesi ile çekirdeğini oluşturmuş farklı alanlarda üretimde bulunmuş avandgarde bir bilimkurgu hareketidir.


2001 yılında Rafet Arslan'ın başlattığı, o dönemki İzmir BK grubundan bazı arkadaşların desteği ile varolmuş bir proje.


Çekirdek kadrosunda Rafet atslan, Mustafa Suyolcu, Murat Göç, Gözde Genç, Efe Göktoğan yer almış; Cahit Orpak, Onston, Erman Akçay, Barış Demiröz gibi belli başlı destekçileri olmuştur.


Albemuth-Özgür Basın mottosu ile 2006 yılına dek 8 sayı çıkmış, 2007 yılında nükleere karşı Sanat etkinliklerine katkı için 'anti-nükleer bk' başlığıyla bir özel sayı yayınlamıştır.


Süreç içinde Murat Göç öncülüğünde bir mail grubu(cesur yeni dünya), Yasin Başaran moderatörlüğünde bir blog da açılmıştır.
Son hamle içim bakınız:

İlk5 sayısı bu linklerden indirilebilir:

Altta 2007 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nde yeralan Candeğer Muradoğlu'nun fanzin dosyası sorularına verilen yanıtla bulunmaktadır:
Albemuth için
- neden bilim kurgu fanzini cıkarıyorsunuz.
- fanzinin ismini koyarken Philip K. Dick'in albemuth özgür radyosu kitabından etkilendiniz mi
- edebiyat türleri dışında bir konu bilim kurgu. Türkiye'deki mevcut olan bu boşluk nasıl dolar? bu fanzin bu duruma bir alternatif mi?
- hala fanzin devam ediyor mu
oluşum süreci nasıl gerçekleşti


-Bilimkurgu benim için hep bir tutku olmuştur. Genelde bilimkurgu ile ilişki küçük yaşlarda başlar (ya da başlamaz) ve ölene dek sürer. İzmir de 2000’lerin başında devam eden Fahreinheit451 aylık bilimkurgu söyleşilerinden çıkmış çekirdek ekibin emekleri ile oluşmuş bir fanzindir.
Bilimkurgu dün-bugün-yarın üçgeninde spekülasyon üretebilen, yadırgatıcı bir sanatsal ifade biçimidir; sanattır. Hayallerin en özgürce aktığı kanallardan biridir, bir çok dünya kurdurur ve yıktırabilir. Bu manada bilişsel ve liberter potansiyel taşıyan bir sanattır bilimkurgu. Ahlakçı olmadan, etik bir konum belirlemeye uygun, radikal sorgulamalara açık bir bir sanat.
Ama ülkemizde genelde geçmişteki tv dizileri ile anımsanan, yanlış yada eksik tanınan bir alandır bilimkurgu. Ufoculuk, paranormal olaylar gibi alakası olmayan şeylerle sık sık karıştırılma gibi bir özensizliğe, bilgisizliğe kurban olmuştur. Dick, Lem, Bradbury, Ballard, le Guin gibi üstatların ülkemizde tanınmaya başlaması çokta uzak olmayan tarihlerdir. Son 10 yıl içersinde yükselen fantastik kurgu yapay fırtınası etkisiyle yayın dünyasındaki eski bazı fanların bile ‘artık satmıyor’ diye gündeme almadığı, yerüstünde hor görülen, yok sayılan bir şeydir bilimkurgu.
Bende bu karışık sebeplerden ve başka sebeplerden bu işe 2002 soyundum ve dostlarımın metinleriyle 4,5 yıl ve sekiz sayıya geldik. Dostların o güzel üretimleri olmasaydı, bu fanzinde olmazdı.
-P.K.Dick’in düş dünyamda hep ayrıcalıklı bir yeri olmuştur. Dost 6.45 yayınlardan çıktığı gün romanı almış ve bitirmeden uyumamıştım. Benim için metin tam bir şoktu; zihinsel bir şok. Romanda koyu baskı rejimine karşı harekete geçen radyo gibi , bizim bilimkurgu fanzinimizde özgür bir yayın olacaktı. İlk aklıma gelen isim oldu ve ‘bilimkurgu/özgür basın’ mottosu ile okuru ile buluştu.
Albemuth çeviri öyküye az yer veren, özgün üretime kışkırtmayı merkeze alan bir mecmua olmuştur. Edebiyat dışında sinema, plastik sanatlar, tiyatro alanlarındaki bilimkurgusal üretimlere gücü oranında yer vermeye çalışmıştır. Kuramsal ve perspektif sunmaya aday metinlere yer açmıştır. Çıkışındaki ‘özgür basın’ ruhuna bağlı kalarak.
-soru yanlış sanırım. Hakim edebiyat türleri dışında bir alan bilimkurgu- demek daha doğru olur, olacaktır. Fanzin genel edebiyat dünyasının karşısında çok mütevazı bir çabadır. Genel edebiyat dünyası, sonuçta bir yayın pazarına bağlı ve seçimleri satış rakamları belirliyor. Tabii ki kültür endüstrisin diğer parçaları gibi yayın dünyası da kapitalist işleyişin içinde gerçekleşir. Örneğin sinemadaki bilimkurgu çok geniş kesimlere ulaşabilirken, edebiyat ayağı her dönem bir avuç fan ile sınırlı kalmıştır.

Bilimkurgu dergileri geçmişte de çıktı. 70’lerin başlarında Sezar abinin öncü yayını Antares, ardından Selma Mine’nin X-Bilinmeyen dergisi çıkmıştır. Fanzin ve bültenlerle geçen uzun boşluk ardından yayınevlerinin üst üste başlattığı bilimkurgu dizileri ve Bülent Akkoç’un Atılgan, Metin Demirhan’ın Nostromo dergileri ile 90’ların sonu ve 2000’lerin başında kısa bir Rönesans yaşamıştır. Ama bilimkurgu hiç bir zaman çok satmamıştır, yayınevleri serileri durdurmuştur. Kahramanca ayakta kalmaya çalışan bilimkurgu dergileri, bir süre sonra piyasa çarklarına karşı koyamamışlardır. Bu noktada bilimkurgu fanzin ve internet siteleri üzerinden sesini yükseltmeye , gürültü çıkarmaya devam etmiştir.
Albemuth ve hemen ardından fanzin olarak çıkan Davetsiz Misafir ile yeni ve farklı vurgulara sahip bir bilimkurgu yaklaşımları gelişmiştir. Albemuth fanzin olarak düzensiz yayınına devam etmiş, Davetsiz Misafir ise bilimkurgu dozunu minimuma indirip, kuramsal bir dergi olmaya evrilmiş ve bu gün itibarı ile yayına ara vermiştir.

Bilimkurgu hiçbir zaman tek başına legal ya da meşru yayıncılık alanı olmamıştır. Baştan beri fan grupları, toplantılar gibi aktiviteler ile beslenmiştir. Fakat bireyselliğin tamamen belirleyici olmaya başladığı ruhsal iklimimizde daha birkaç yıl önce gerçekleştirdiğimiz bilimkurgu toplantıları, radyo programları ve diğer aktivist faaliyetleri hayata geçirmek git gide imkansız hale gelmektedir. Aktivist ruha yapılacak her vurgu ve buna bağlı pratik ülkemizde bilimkurgunun hak ettiği saygıya ulaşmasında önemli bir basamak olacaktır.
Bu noktada soruları bağlıyarak gidersek bahar 2006da son sayısını bastığımız Albemuth ya sürpriz aralıklarla fanzin olarak çıkmaya devam edecektir yada internet üzerindeki varlığını bağımsızlaştırıp, yeni üretimlerini webzine olarak sürdürecektir. Yola çıktıktan sonra beraber ilerlediğim dostlarımla, ekim ayında İzmir 1. Düş Günleri içinde gerçekleştirdiğimiz bilimkurgu forum çalışmasından beri bu kadere yol çizmek için dağınık örgütlenme ve tartışma sürecine devam etmekteyiz. Bu manada bir duruş olarak Albemuth devam edecektir.
-ülkemizde bilimkurgunun ‘kendi’ olabilmesi için entelektüel hegemonya içinde güçlü bir konumda olması gerekir. Çünkü hala ülkemizde bilimkurguyu küçümseyebilen entelektüel(!) kesimler bulunmaktadır. Bu yüzden bilimkurgunun kuramına yönelik çabaları girmek, bunları desteklemek bence çok önemli.
Bunun yanında Mehmet Açar, Haldun Aydıngün yerli nitelikli bilimkurgu yazarlarını okumak, desteklemek de gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder